Voleybolla tanışmış olduk !..
Voleybolla tanışmış olduk !..
Engin Aksöz
Futbolla yıkanmış beyinlerden başka sporlara ilgi duymasını beklemek, deveye hendek atlatmaktan daha zordur bu ülkede.
Alışkanlık meselesi tabii…
Ülkenin yazılı, görsel spor medyası ‘kör gözüm parmağına’ her Allah’ın günü meşin top üzerine derlenmiş haberleri gözünüzün içine soka soka ‘al bunları oku, başkası yok’ diye servis ederse; yapacak fazla bir şey olamaz elbette.
Yazdıklarının çoğunda gerçek payı olsa yine gam yemeyeceğim…
Bakıyorum da günlerdir sözleşmişçesine ayni isimler üzerinde turlayıp durmakta Babıali medyası…
Tabii ne kadarında gerçeklik payı var, ne kadarı asparagastır üzerinde durup tartışmaya değer.
Örnek vermek gerekirse;
Brezilyalı Alex Teixeira yaklaşık 1 aydır siyah beyaz kalemşörlerin gündeminden düşmedi gitti !..
Birisine talip olmuşsanız bilemediniz en fazla bir haftada işi biter.
Parasını pulu belli, oturursun menaceriyle masaya; ‘ sana ancak bu kadar verebilirim; olsa dükkan senin !’ dersin; ‘oldu oldu, olmadı sen sağ ben selamet.’
Ama bizde işler böyle yürümüyor !.
Nalıncı keseri gibi sürekli ayni senaryo manşetlerde.
Okurun çoğu da yemiyor belki ama; alternatifi olmayınca metazori takılmaya devam.
Yok BAE’nde imiş; yok Katar’da imiş, yok Çin’deki kulübü yeniden istemişmiş !..
Yarın öbür gün olur da gelip imzayı attığında önüne bizim gazeteleri koyup tercüme etseniz; belki kendisi bile şaşırabilir bu yoğun transfer trafiğine !.
Ne bileyim belki de hiç gitmemiştir; söz konusu ülkelere!..
‘Allah Allah yahu; ne işim var benim orta doğuda’ diyecek olsa; yalanları yüzüne vurulacağı için pas bile geçebilir yere göğe sığdıramadıklarımız…
xxx
Girizgahı uzun tuttum ki; başlığımla çelişkiye düşmeyeyim diye…
2020 Tokyo Olimpiyatları’nın iyice ivmelenmeye başladığı şu günlerde; burnundan kıl aldırmayan medyamızın Sultanlar’ın sayesinde ‘voleybol’ diye bir spor olduğunun farkına varmış olması çok sevindirici bir gelişme.
En alakasızında bile kızlar manşet…
Ebrar’ı, Eda’yı, Meliha’yı, Hande’yi canlı görecek olsa ‘bunlar manken miydi acaba!?’ diyecekler döktürmüş de döktürmüş.
Helalsiniz kızlar, top kafalara ezberlerini bozdurmak bile tek başına büyük bir başarıdır, kutlarım hepinizi…
Haksızlık etmeyelim hiç vermiyor değiller; yeteri kadar üzerine düşülmüyor anlatmak istediğim bu.
Çin gibi bir voleybol devini de parkeden silince Sultanlar; büyüğü, küçüğü, tirajlısı tirajsızı, izleneni izlenmeyeni vermeseler ayıp olacaktı; ‘hurra fileye hücum ediverdiler !’…
Ne kadar şahane; sevinmemek mümkün değil…
Voleybol topunu görse ‘karpuz’ muamelesi çekeceklere bile köşe yazdırmışlar !.
Yazın meslektaşlar yazın; ‘çok güzel hareketler bunlar’; ama yazarken pot kırıp, çam devirmeyin.
Biraz açıp okuyun bu sporun hangi kurallar çerçevesinde oynandığını.
Sonra açık düşerseniz, toparlaması zor olur benden söylemesi.
Örneğin voleybolda süre için set oynanırken ‘şu kadar dakika oldu başlayalı’ diye anons yapılmaz, bittiğinde belirtirsin.
Futboldan gelme spiker arkadaşım; Çin maçını anlatırken buna benzer saçma sapan bir yorum yaptı da onun için söyledim.
Köşesine yazanlar da smacı, plaseyi, bloğu futbol terminolojisi ile karman çorman etmesinler diye peşin peşin uyarmak isterim; başka maksadım yoktur.
xxx
Çin ve İtalya maçları TRT’nin en çok izlenen yayınları olmuş genelde.
Bayatlamış filmleriyle, tekrar dizileri nal toplamış iki günde canım TRT’nin…
Anlayan, anlamayan, seven, sevmeyen ‘Ne yapıyor bu kızlar böyle acaba; bir de ben takılayım’ deyip ekranın karşısına kurulunca; TRT anlı şanlı özel kanallara nal toplatıp, raytinginin doruklarında gezinmiş.
Oh be budur işte; sonunda oluyor galiba…
‘ Fırsat buldukça voleybol izleyin, hatta ve hatta basketbola takılın; hem ruhunuza iyi gelir, hem spora bakış açınız genişler, hem de yaşam portföyünüze katkısı olacak ilaveler yapmış olursunuz’ diye yırtınmaktan helak olan beni bile ağlatacaktınız bu sınırsız ilginizle…
xxx
Voleybolun ana sponsoru olan ünlü beyaz eşya markasının ekranlarda görünmeye başlayan son reklamındaki replikler; sözün bittiği yer gibi…
‘Türkiye bir voleybol ülkesidir…’
Gerçekten de öyle…
Ailelerin kız çocuklarını bu güzel sporu birkaç çember sakallı yobazın amacı dışında söylemleriyle çarptırmaya çalışmasına inat, kollarından tuttuğu gibi oluk oluk yaz okullarına yazdırıp, oynamaya yönlendirmesi; voleybolumuzun geleceği adına çok sevindirici.
İlgi rekor düzeyde imiş; kulüplerin alt yapıları talebe zor yetişiyormuş birkaç gündür…
Dilerim ve isterim ki voleybolla tanışmak iki maçla sınırlı kalmaz.
xxx
Sadece Filenin Sultanları’nı değil, özünde bizim kızlarımızı da izleyin…
Örneğin Sultanlar Ligi’nde bu yıl ülkemizi CEV Challenge Cup’da temsil etmeye hazırlanan Nilüfer Belediyespor’umuzu…
Onların sayesinde Nilüfer’deki Cengiz Göllü Salonu’na ekranda heyecan içinde izleyip, alkış tuttuğunuz oyuncular gelecek…
Ebrar olmasa da; Eda Erdem Dündar, Cansu Özbay, Zehra Güneş, Hande Baladın, Meliha İsmailoğlu ile canlı canlı tanışıp, seyretmek az şey mi?
Sözün özü; iki milli maç sayesinde Türk milletinin çoğunluğuyla, futboldan başka kuş tanımayan anlı şanlı spor yazarlarının bir kısmı voleybolla tanışmış oldular…
Ne demeli ?…
Şükürler olsun, arkası eksilmesin…