Kale 1957 Spor forması giyen sevimli libero Eylül Akarçeşme ile söyleyişi
Merhaba sevgili voleybol severler,
Bugün Röportaj bölümümüzde Kale 1657 Spor forması giyen sevimli libero Eylül Akarçeşme konuğumuz olacak.
Sevgili Eylül merhaba. Salgın nedeni ile hepimizin evlerde olduğu bir zamanda, yüz yüze bir röportaj gerçekleştiremesek de, teklifimizi kabul ettiğin için teşekkür ederiz.
Voleybolu takip edenler eminiz ki sana dair bilgileri biliyordur fakat biz bir kez de senden dinlemek isteriz. Eylül Akarçeşme kimdir ve voleybola nasıl başladı?
Merhaba Tekin abi cim, teşekkür ederim öncelikle beni konuk ettiğiniz için. Ben Eylül Akarçeşme 1.Ekim.1999 Ankara doğumluyum. Babam antrenör olduğu için üç dört yaşından beri voleybol salonlarında büyüdüm, ama profesyonel olarak 9 yaşımda Gazi Üniversitesi Spor Kulübünde voleybola başladım. Ardından Halkbank Spor Kulübünde devam ettim. Altyapıda oynarken birçok Ankara bölgesel şampiyonluğu, ikinciliği, üçüncülüğü ve Türkiye derecelerimiz oldu. Başarımızdan dolayı önce ortaokulda Maya Koleji sonrasında lisede Ayşe Abla Koleji bize voleybol bursu verdi ve okul takımımda da birçok dereceler yaptık. 2016 senesinde Türkiye şampiyonu olup, liselerarası dünya şampiyonasına gitmeye hak kazandık ve Sırbistan’da, gerçekleşen yarı finalde karşılaşmalarında Sırbistan’ı ve finalde Brezilya’yı yenerek, namağlup bir şekilde Dünya Şampiyonu olduk. İlk olarak 2014 senesinde Halkbank 2. Lig’ deyken (şimdiki adıyla 1. Lig) A Takım kadrosunda yer almış ve o sene lige çıkmıştık. Sonrasında S(kiralık olarak) Numune Sporda oynadım ve 2016 senesinde tekrar Halkbank’ta 3 sene boyunca Vestel Venus Sultanlar Lig’inde mücadele ettim. Son olarak bu sezon Kale 1957 Spor Kulübüne transfer oldum ve Kale 1957 Spor’u Sultanlar ligine çıkma mücadelesi veriyoruz.
2019-2020 sezonunu Kale 1957 Spor olarak Voleybol Kadınlar 1.Ligi A Grubunda Lider olarak bitirdiniz. Geçtiğimiz bu sezonu kısaca değerlendirebilir misin?
Ben takıma geldiğimde başarı odaklı bir takım vardı. Sezon ortasında takıma dört yeni oyuncu eklendi ben, Mislina Kılıç, Niverka Marte ve Fatma Beyaz. İkinci yarıyı bir mağlubiyetle bitirip antrenörlerimizin yardımlarıyla uyum sürecini çok başarılı bir şekilde tamamladığımızı düşünüyorum. Maçlarımızı ciddi bir seyirci desteğiyle oynuyorduk ve bu bizi ayrıca motive ediyordu, herkes maça gelmeye çalışıyordu, çok sıcak bir ortamdı bu desteğin performansımızda pozitif etkiye sahip olduğunu düşünüyorum. Konakladığımız tesis, yemekhane, antrenman yaptığımız spor salonu gibi fiziksel koşullarımız sorunsuz bir şekildeydi. Kendimizi ailemiz kadar sıcak bir ortamda hissediyorduk. Yemekhanede çalışan abilerimiz olsun, tesiste çalışan ablalarımız hep bizi güler yüzle karşıladı ve ne zaman yardıma ihtiyacımız olsa ellerinden geleni yaptılar.
Bursa’da gerçekleşen Kadınlar 1.Lig yarı final karşılaşmalarında ilk devreyi başarılı ve çok iyi tamamladınız. Kale 1957 Spor olarak adınızı Finale yazdırdınız ama Corona yüzünden karşılaşmalar ileri bir tarihe ertelendi. Bu konuda düşüncelerini sormak isterdim.
Başarıyla tamamladığımız bölüm geride kaldı (lig etabı ve yarı final), final etabı yeni bir sayfa olarak açılacak eğer oynanırsa zorluk derecesi yüksek maçlar olacak, farkındayız ama kendime ve takımıma güveniyorum. Maçları oynamaya hazır ve motiveydik. Kupayla birlikte Çan’a dönmeyi çok istiyorduk ama tüm dünyayı etkileyen bizimde içinde olduğumuz salgınla karşı karşıya kaldık. İyi tarafından bakacak olursak yarı final etabının tamamlanması sürecin şekillenmesine yardımcı olacak bir hesap sağladı tabi eğer oynamış olsaydık çok zor geçeceğini ama sonunda lige çıkacağımızı düşünüyorduk. Objektif bir şekilde baktığımızda final etabına çıkan dört takımında lige çıkmayı hak ettiğini düşünüyorum.
Son zamanlarda, canlı yayın söyleşi ve paylaşımlarda sayısı giderek artan ve ilgi çeken Zihinsel Antrenman konusunda neler söylemek istersin?
Zihinsel Antrenman ya da imgeleme zaten salgın öncesinde de yaptığımız bir şeydi. Bildiğim kadarıyla zihinsel olarak yapılan antrenmanın fiziksel olarak da pozitif etkileri olmakta. Bana göre pozitif yaklaşım ve gelişime açık bir düşünce yapısı içerisinde olmak en önemli zihinsel antrenmandır. Şu anda yapılabilecek bir diğer antrenman yöntemi de dünya standartlarındaki oyuncuların FIVB’nin sitesindeki videolarını izlemek bu da bir antrenman metodu olabilir bunları takip etmeye, izlemeye çalışıyorum.
Dünyamızda ve ülkemizde yaşanan Corona salgını nedeni ile ligler ertelendi. CEV Avrupa Kupa maçlarını iptal etti. Voleybol Sporunun henüz başlayacağı tarih belli değil. Siz bu zaman içinde çalışmalarınıza nasıl devam ediyorsun?
Performansımı kaybetmemek için bende evimde bireysel antrenmanımı yapıyorum. Kardeşim de voleybolcu olduğu için genellikle birlikte egzersiz yapıyoruz bazen karşılıklı top oynadığımız da oluyor ama tabi ki bu yaptığım antrenmanlar takım halinde yaptıklarımız gibi olmuyor. Maalesef dünyadaki en büyük organizasyon olan Olimpiyatlar bile ertelendi Avrupa Şampiyonası, Milletler Ligi, Grand Prix gibi prestijli organizasyonlarında ertelenmesi sporcuların bu süreçte antrenmansız kalmaktan dolayı yaşayacağı performans kayıplarını herkes için eşit hale getirdi yani bireysel olarak herkes antrenman yapıyor ama takımlar bir arada antrenman yapamıyor bu şekilde herkes benzer performans kaybı yaşıyor. Yasaklar kalktığında bu kayıpların sıkı bir çalışmayla telafi edileceğini düşünüyorum.
Voleybola dönecek olursak yaşamınızda ilk defa Ankara dışında bir takımda görev aldınız. Bu tecrübeniz, yaşamınızda ne gibi değişiklik yarattı?
Aslında çok büyük bir değişiklik olmadı. Ailemden ilk kez uzaklaştığım için biraz zorlandım en başında ama gittiğim ortam aile ortamı gibiydi. Bize verilen imkanlar çok güzeldi. Güzel bir tecrübeydi benim için. Konakladığımız tesis, yemekhane, antrenman yaptığımız spor salon imkânlarımız vardı. Her zaman kendimi rahat hissettim. Yemekhanede çalışan abilerimiz olsun, tesiste çalışan ablalarımız hep bizi güler yüzle karşıladı ve ne zaman yardıma ihtiyacımız olsa hep yardımcı olmaya çalıştılar. Kale 1957 Spor Kulübü benim için çok güzel bir tecrübeydi hem bir aile ortamı vardı hem de profesyonel çalışma imkanımız vardı başta başkanımız sayın “Serter Gezer” olmak üzere yöneticilerimiz, sayın “Emre Alkan”, sayın “Kerem İpek”, sayın “Samet Pala’ya”, takımın başarısı için maksimum çaba sarf eden taraftarımıza çok teşekkür ederim. Düşünebiliyor musunuz birçok taraftar yıllık izinlerini, yarıfinal ve final etabında kullanmak için ayarlamışlardı. Bu bile bizler için ciddi bir motivasyondu. Antrenörlerimiz Emin İmen hocamı ben çok küçük yaşta, babam milli takımda onunla birlikte çalışırken görmüştüm ve tanıyordum, bize hep bir baba şefkati ile yaklaştı. Serdar Şentürk hocamızla alt yapılarda hep rakip olarak karşılaşmıştık ama ilk kez Emin abi ve Serdar abiyle çalışma şansım oldu ve onlarla çalıştığım için gerçekten çok mutluyum. Bana her koşulda destek ve yardımcı oldular. Fizyoterapistimiz “Sercan Sayaral” abimiz hem sakatlıklarımızda hem de sıkıntılarımız olduğu zaman her zaman yanımızdaydı, kondisyonerimiz “Erdal Hüner” abimiz elinden geldiğince bizi en faydalı şekilde çalıştırdı, “Bahtiyar Dede” sağ olsun istediğimiz zaman eksiklerimizi tamamlamak için bize ekstra antrenmanlarda destek oldu, Tunahan Bayraktar bize en iyi şekilde maç raporları hazırlayıp çalışmamızı sağladı yani bütün ekip çok sıcak kanlı ve çalışkandı yabancılık çekmedim. Özet olarak benim için çok güzel bir tecrübeydi.
Ülkemiz Avrupa’daki voleybol dalında çok iyi konumunda. Kadınlar olarak birçok başarılara imza atan oyuncularımız gibi siz de gelecekte, yurt dışında her hangi bir takımda oynama gibi bir hayalin var mı?
Bizim gibi genç oyuncuların çok fazla çalışmaya ve gelişmeye ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Yurt dışında oynamak güzel olabilir ancak herkes bunun farkında ki Türkiye Ligi, Avrupa ve Dünya voleybolunun merkezi haline dönüşmüş durumda. Tabi ki yurt dışında oynamak isterim ama Türkiye Liginde oynamayı tercih ederim. Dünya standartlarındaki bütün oyuncular ülkemizde voleybol oynamak için yarışırken yurt dışında oynamak şu anda çok istediğim bir şey değil öncelikle ülkemizde güzel bir organizasyonun içinde bulunmayı, gelişmeyi ve çalışmayı tercih ederim.
Önünde voleybol için uzun bir zaman var fakat yine de sormak isteriz. Kariyerini tamamladığında spor mu yoksa aldığın eğitim ile alakalı mı ilerlemeyi düşünüyorsun? Herhangi bir planlama yaptın mı?
Zaten eğitim hayatımı voleybola göre şekillendirdim diyebilirim. Çünkü Başkent Üniversitesinde Endüstri Mühendisliği Bölümünde okurken aslında annemin tüm ısrarlarına rağmen eğitim hayatımı voleybola göre şekillendirmeyi tercih ettim. 2017 yılında Başkent Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümünü kazandım ilk sene hazırlık okudum ve geçtim, aynı zamanda Halkbank A-takımında da oynuyordum ve antrenörüm “Cengiz Akarçeşme” idi… Antrenörüm, yoğun antrenmanlardan dolayı okula gitmeme izin vermedi, her derse giremiyordum ve devamsızlıktan kaldım:( Bu yüzden biraz daha esnek bir programa geçmeyi planladım o süreçte yaptığım spora da katkı sağlaması açısından ve biraz daha esnek ders saatleri olması sebebiyle Spor Bilimlerinde eğitim almayı tercih ettim. Bu konuda hayırlısı neyse onu dilerim. Tabi ki sağlıklı olduğum sürece sporun içerisinde olmak isterim.
Sevgili Eylül, bize vakit ayırdığın için çok teşekkür ederiz. Son olarak eklemek istediğin bir şey varsa, sözü sana bırakalım.
Bana kendimi ifade etme şansını verdiğiniz için ben teşekkür ederim. Yayın hayatınızda başarılar dilerim.
Tekin Ateşnal – Voleybolun Adresi
Resimler: Refik Keskin