Engin Aksöz,”Bursa BŞB filede iyi gidiyor…”
Hafta sonları yazmıyorum / yazamıyorum…
5 iş gününün bitimine denk gelen tatiller, benim için mesainin en yoğun saatleri…
Çoğunluk için bacakları uzatıp, yan gelip yatma demektir cumartesi pazarlar…
Eşle, çocuklarla bir olup, çarşı, pazara alışverişe çıkma, sinema, tiyatroya gitme, bir yerlerde yemek yeme demektir…
Benim içinse salon, salon dolaşıp (Bursaspor maçını saymıyorum) ne kadar etkinlik varsa; izleyip sizlere aktarmanın önhazırlığı anlamına gelir…
Basketbolla, voleybolun dopdolu gündeminde; çakışmasın diye dua ediyoruz bazı maçlar için…
Frutti Extra Bursaspor, TOFAŞ, Finalspor, Geçitspor basketbolun Bursalıları; Bursa BŞB Belediyespor erkekle, Nilüfer Belediyesporlu kadınlarsa filenin efesiyle, sultanı…
Yetişemediklerimiz de var; örneğin BUDO Gemlik Basketle, Bursa BŞB’nin kadın basketbolcuları…
Gemlik TBL’de, Bursa BŞB ise Türkiye Kadınlar Ligi’nde mücadele ediyor.
İmkân yaratıp da gidebilsem keşke…
Günlere sığdıramadığımız gibi, saatleri de çok ters!
Kendimizi affettirmek için fırsat kovalıyorum; inşallah bir gün de onları yazarım…
xxx
Cumartesi, pazar yazmayınca Bursa BŞB’nin, Efeler Ligi’nde iddialı Galatasaray HDI’yi denize döktüğü maçı anlatmaya ancak bugün sıra gelebildi…
‘Ne maçtı ama!’ dedirtecek o 95 dakikaya şiir gibi bir voleybol sığdırdı Bursa BŞB; ağzım bir karış açık hayranlıkla izledim…
Şampiyonluğun Fenerbahçe HDI ile birlikte en güçlü adaylarından birisi olarak kabul edilen Galatasaray‘ı neredeyse oyunun içine hiç sokmadan sürklase eden Bursa BŞB’nin; ilk sezonunu geçirdiği Efeler Ligi’ne kendini kabul ettirmeyi başarması, sezon sonunda alacağı derece kadar önemli bana göre.
‘Tesadüf’ diyerek dudak bükenleriniz çıkabilir…
Asla; bileğinin gücüyle ve hak ederek kazandı / kazanıyor/ Bursa BŞB.
Bir kere antrenör Fazıl Demirci rakibi çok iyi etüt etmiş…
Nerede eksik, nerede fazlalar analizi iyi yapınca; soyunma odasında kurgulanan oyun planı saat gibi tıkır tıkır çalıştı parkeye çıkılınca.
Maçın özeti için şu cümleyi kurmak yeterli olacaktır…
Bursa BŞB bu maçı kazanma adına; çok iyi servis attı, çok iyi hücum etti, çok iyi blok yapıp, rakibin silahlarını durdurmayı başardı…
İçerisiyle, kenardan geleniyle minimum hata yaparak oynanınca; düzeninin dışına çıkarak kontrolünü kaybeden Galatasaray HDI; çok gayret sarf etse de saha içi organizasyonunu yeniden kurgulayamamanın bedelini yenilerek ödemiş oldu.
Kısaca maçın teknik analizine değinecek olursak:
Bursa BŞB’ye maçı kazandıran faktörlerin başında neredeyse sıfır hatayla manşet alıp, sonrasında da hücuma çok seri ve doğru pozisyonlardan çıkabilmesi geliyordu.
Rakibinin manşetini bozamadıkça demoralize olmaya başlayan Galatasaray, kontrasında da Bursa BŞB hücumlarına yeterince direnç gösteremedi.
Çok iyi kurgulanmış organizasyonlar üzerinden ve iki köşenin yanı sıra, altı metreden şahane hücumlar gerçekleştiren Bursa BŞB, kafa kafaya giden 3 seti de oyunun psikolojik momentumunu elinden bırakmamasıyla kazanmayı başardı.
Maçın kader adamları için; birkaç isim üzerinden değil, takım bütünlüğüyle değerlendirme yapılmalı…
Birkaç isim elbette diğerlerinden daha fazla öne çıktılar…
Örneğin haftalar sonra kendisi gibi oynayan İranlı smaçör Morteza Sharifi…
En etkili silahı olan smaç servisleriyle Galatasaray‘ın manşetlerini demir gibi döverken, köşeden ve arka alandan yaptığı nefis hücumlarıyla da rakip blokları dağıtıverdi. Yer çekimine meydan okuyan atletizmiyle havada asılı kalarak gerçekleştirdiği hücumları benzetme yerindeyse tam derslik.
Arada bir fileye çok yakın gelen pasları bile vücudunu geriye çektikten sonra yaptığı smaçlarla sayıya dönüştürmesi; bol opsiyonlu hücum performansının bir başka versiyonuydu bu maç için.
Ve yaşlandıkça daha iyi oynamaya başlayan ’41 kere maşallah pasör Hüseyin Koç…’
Eenerjisi, liderliği, hiç eksilmeyen hırsı, oyunu okuma özelliği ve pozisyon sezgisiyle gençlere taş çıkartmaya devam ediyor…
Birkaç küçük ‘nokta gibi’ yanlışı vardı, sonra hep aynı çizgisini korumayı başardı.
Kutlarız, bravo sana…
Üzerinde durmak istediğim bir isim daha var kadrodan…
Kübalı pasör çaprazı Marshall’ın takıma katılmasıyla başlangıçta kendisiyle ilgili tedirginlik yaşayıp, performansı dalgalanan Ediz Fırıncıoğlu’na, Fazıl Demirci‘nin hakkaniyetli görev dağılımında ‘kendini hazır tutarsa’ her zaman oynayabileceğinin farkına varması yeniden çıkışa geçmesine yetti. An itibarıyla takımın diğer önemli skor opsiyonu konumunda.
Galatasaray HDI’nin yüksek bloklarından gedikler açtığı maçı arşivine gönül rahatlığıyla eklesin derim, çünkü kusursuza yakın göründü.
Takım halinde, topluca savunma ve hücumu en üst düzeyde beceren kadronun görünmeyen kahramanları Brezilyalı Alisson, Ersin İbrahim Başaran’la Furkan Dur’un kendilerini her koşulda sorumluluk almaya hazır tutmaları önemli bir ayrıntısıydı maçın.
Kübalı Marshall‘ın sakatlığı nedeniyle oynayamadığı maçta Demirci’nin elindeki hatırı sayılır rotasyonunun yaptığı maksimum katkı, maçın kazanılmasıyla daha çok ön plana çıktı.
Galatasaray HDI, düzen tutturamadığı bu maçta en büyük silahları Oliver Venno ile Oleg Antonov’un kaybedilen iki setin sonunda oyundan iyice düşmelerine kenardan alternatif getiremedi.
Yorulan iki silahşorun oyunun sonlarında nefes nefese kaldıklarını gördük.
Play-off’ta avantajlı sıra kapma adına alınan bu yenilginin bundan sonra da telafisi bir hayli zor olacak.
Ve bu yılın Bursa deplasmanlarının kendileri için kâbus gibi geçtiği de yadsınamaz bir gerçek.
İnegöl Belediye’nin ardından Bursa Belediyesi’ne de 3-0 kaybetmek; en çok antrenör Nedim Özbay’ı üzmüştür sanırım!..
xxx
Sönmez Filamentli yıllarda emektar Atatürk Spor Sarayı’nı her önemli maçta tıka basa dolduran Bursalı voleybolseverlerin, ligi gayet iyi götüren Bursa BŞB’ye karşı da ilgisiz kalmamalarını diliyorum.
Yerlisi, yabancılarıyla kadroları gayet iyi.
Eksik olan tek şey; tribünlerdeki koltukların neredeyse tamamına yakınının boş olması!
Voleybol güzel olduğu kadar fantastik bir spor da…
Bilet fiyatları da ucuz sayılır…
O zaman; gelin, destek olun, keyif alın…
Engin Aksöz/Bursa