GenelTürkiye LigleriVOLEYBOLDA KONUK YAZARLAR

Cengiz Akarçeşme, “Voleybol asla sadece voleybol değildir”

Voleybol asla sadece voleybol değildir

Voleybol sadece voleybol mudur?

Voleybol sadece bir oyun mudur?

Voleybol liglerindeki takımların skorboard mücadelesi ile sınırlı bir spor dalı mıdır?

Hiç şöyle düşündünüz mü? Belki de voleybol sporu, milletimiz kadınlarının güçlerini ve varlıklarını ispat etme, mücadele güçlerini ortaya koyma zemini buldukları sosyal bir çabadır. Erken Cumhuriyet döneminden beri kadının kamusal ve toplumsal alana çıkarılmasındaki en önemli araçlardan biri olan sporun günümüzde kadınlar arasındaki en popüler branşıdır.

Bu milletin kadınları son beş yılda dört kez Avrupa kupalarının en büyüğünü bu ülkenin geleceğine bir güven sembolü olarak hediye ettiler ve çağdaş Türk kadının batıya karşı liderliğini üstlendiler.

Anadolu’nun hemen hemen her köşesinde voleybola gönül vermiş öğretmenlerimizin zorlu şartlar altında bu büyük kupaya uzanan minik elleri ilk kez top ile buluşturma heyecanını ve bu amaç doğrultusunda gösterdikleri çabayı tam olarak anlayabildik mi?

Voleybol ertesi gün okullar arası bir maçın seyahati öncesi küçük bir kızımızın heyecan içinde çırpınan kalbinde gizli ise voleybola sadece bir skor ve sıralama oyunu olarak bakabilir miyiz? O seyahat için belki de kapı kapı dolaşıp bir araç bulmaya çalışan, sonunda yakıt parasını cebinden ödeyen ve bu zorlukları oyuncularına yansıtmamaya çalışan okul yöneticisi için voleybol nedir?

Çocukların peşinden antrenman salonlarına koşup günlerce salonda, kapı önünde bekleyen anneler babalar için sizce bu sadece bir skor oyunu mudur?

Bir dedenin-ninenin çantasında kuru bir atlet, bir şişe su ile içerideki torununun antrenmanını günlerce bekledikten sonra sahaya ilk çıktığında gözlerinden dökülen birkaç damla yaşı skorboarddaki rakamlarla açıklayabilir miyiz?

Federasyonumuzun, spor il müdürlüklerinin, okullarımızın ve diğer pek çok kişi ve kuruluşun ulusal ve uluslararası düzeyde organize edip gerçekleştirdiği faaliyetler gün geçtikçe artıyor. Elbette her zaman daha iyisi var ve bunun peşinde olmalıyız. Yalnız biliyorum ki, bu platformlarda adı geçmeden sadece bu spora hizmet için uğraş veren bir çok fedakar voleybol aşığı insan var. Acaba voleybolu sadece skorboarddaki sonuçlar üzerinden görürsek bu biraz bencil bir körlük olmaz mı?

Başarı arzusu insanoğlunun hem ihtiyacı hem vazgeçilmezidir. Kendi ruhumuz ve benliğimizi tatmin için peşinde koşturduğumuz başarıyı belki de diğer insanların mutluluğuna ve hayat kalitesine yansıtabilmek için istemeliyiz.

Yalnız başarıyı doğru tanımlıyor muyuz?

Bütün diğerlerinde olduğu gibi teknik ve idari yönden erkeklerin egemenliğindeki bir branşta, bir Anadolu şehrinde, bir Türk kadını liderliğinde elde edilmiş sezonu namağlup (yenilgisiz) bitirme başarısında sadece rakamları mı görmeliyiz?

Birçok Anadolu şehrinin artarak devam eden voleybol yatırımlarını sadece skorboard ve sıralamaya bakarak okumamız. oradan bir başarı veya başarısızlık tanımı yapıp “Olsun iyi mücadele ettiniz, seneye İnşallah!” yorumları yapmamız aslında kör ve yetim bir başarı tanımı değil mi?

Bu yatırımların arkasındaki sevgiyi ve cesareti anlamıyor olabilir miyiz? 

Eğer o Anadolu şehrinin insanları o sene, hafta sonları salonlara yanlarında çocukları ile gelmiş, heyecanlı küçük kalpler kahvaltı sofralarında sabırsızlanmışsa, salonda kaliteli vakit geçirilmişse, antrenman salonlarının önündeki anne ve babalar artmışsa, mücadele heyecanı yaşanmışsa, formalarla atkılarla fotoğraflar çekilmişse…

Sizce başarı hangisidir.

Skorboard aklımızı köreltip yetimleştirebiliyor bazen ve bencil ihtiraslarımızı besleyip anlamını geliştiren rekabet ve mücadelenin önüne geçebiliyor.

Biz antrenörler için belki de başarı, hangi seviyede olursa olsun sporcumuzdaki değerleri ortaya çıkarıp onu her geçen gün daha iyi seviyeye taşıma sürecinin sabırlı çabasında olmak olmalıdır.

Elde ettiğimiz başarıları pozitif bir enerjiye dönüştürerek daha çok kızımızın sağlık, eğitim, mutluluk ve mücadele azmine kaynak olacak kaliteli bir voleybol ortamı oluşturmak gayesindeyiz.

Gazi Koleji ile başlayan, Maya Eğitim Kurumları, Ayşe Abla Okulları gibi voleybola gülen yüzlerle bakan ve kollarını her iki yana açarak bizi destekleyen birçok güzide eğitim kurumu var.

Ayrıca biliyoruz ve farkındayız ki, o voleybol topuna dokunan minik ellerin sahibi; bir abla, bir kardeş, bir eş, bir anne, bir aile, bir toplum ve bir gelecek demek…

Bu söylediklerimin şahsım adına algılanmasını istemiyorum, bugün bu mücadeleyi A takımında yarın B takımında verebiliriz.  

Voleybol sadece voleybol değil benim için.

Öyle olsaydı, bir şehrin vefatından sonra bir sezon bile geçmesine izin vermeden rahmetli büyüğümüz Cengiz Göllü’nün ruhuna, sonuna kadar hak edilmiş bir Avrupa şampiyonluğunu, onun ismini taşıyan salonda Türk antrenörlerle koşa koşa hediye etmesini sadece sportif bir başarı olarak hissederdim.

Öyle hissetmiyorum. Minnettarım ve Cengiz ağabeyimin bana takılarak “Profesör, gel yanıma” deyişi kulaklarımda çınlıyor,  son olarak yeniliyorum: “VOLEYBOL ASLA SADECE VOLEYBOL DEĞİLDİR”, içine yüklediğin anlama ve bakış açına göre şekillendirilebilecek sihirli bir şeydir…

Doç.Dr.Cengiz AKARCESME
Gazi Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi
Antrenörlük Eğitimi Bölümü
FIVB Antrenör Eğitmeni
https://abs.gazi.edu.tr/cengizakarcesme

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu