Bir final uğruna ne dudaklar patladı; ne dişler kırıldı yarabbim …
Bir final uğruna ne dudaklar patladı; ne dişler kırıldı ya rabbim …
Engin Aksöz
Kırılan dişlerle (Meliha İsmailoğlu), patlayan dudağın ( Cansu Özbay) en iyi tedavisi oldu Rusya Olimpiyat Komitesi galibiyeti. (3-2)
Benzetme yerindeyse çeyrek final uğruna ‘kanlarını bile akıtmaktan çekinmedi’ Sultanlar;
Yine sonuna kadar kararlı, yine istekli, yine gel gitleri bol olan bir karşılaşma daha oynarken, Rusya’nın file üstündeki fazlalığına bu kez ‘savunma silahımızı’ çekerek karşılık verdik.
İki köşede bloklar rakibin etkili smaçörleri için mümkün olduğunca geç havalanırken; yumuşayarak havuza düşen topları da dublaja iyi yerleşerek pasörlerimize kazandırmayı başardık.
Liberomuz Simge Aköz her zamanki gibi savunmanın lider oyuncusu olarak vücudunu sağa sola atarak şekilden şekile girmiş bir şekilde kendini paralarken; smaçörlerimizin üstlerine pek de vazife olmayan plaselerde parkeye adeta yapışarak uzayan kollarını görüyorduk.
Sözün özü savunmadan çıkartarak hücuma kazandırılacak ekstra bir topun getirisinin ortak içgüdüsüydü bu birlikte hareket etme refleksi.
Paralandık, yattık, uzandık, vurduk; tuttuk, yetmedi dudakları patlatıp, dişleri kırdık belki ama; sonunda hedefimiz olan çeyrek finali anamızın ak sütü gibi hak ettik.
‘Nasıl kazandık’ diye hala merak edenler varsa eğer; bu eşsiz zaferin şifresi; Cansu ile Meliha’nın terlerine karışarak, parkeye damlayan tertemiz kanlarında saklıdır…
Guidetti’nin kadrosuna aldığı her oyuncusundan yararlanma isteği; bir taktik yorum olduğu kadar, oyuncularına duyduğu özgüvenin de işaretidir.
Bu kez de hiç hesapta bile olmayan Tuğba’nın en kritik hücumlarda gözünü karartarak smaçlar vurduğunu gördük.
Tabii emir büyük yerden gelince; hikmetin de sual olunmuyor.
Kötü de oynasa, servis de kaçırsa, boşa smaç da vursa Ebrar Karakurt Guidetti için vazgeçilmez bir skor opsiyonu.
Yine en kritik pozisyonlarda ve maçın kırılma anlarında pasörlerimizin ( özellikle Naz Aydemir Akyol) hücumu Ebrar üzerinden yönlendirmesi bu klişe tercihin, öz güvenle harmanlanmasının bir sonucuydu.
O da bu beklentileri boşa çıkartmayıp, üzerine düşeni fazlasıyla yerine getirdi.
Şimdi şu soruları soracak olsam; itiraz eden olur mu diye merak etmiyor değilim.
Son iki maçını çok iyi oynamış Meryem’in kritik öneme sahip bir buluşmada Ebrar’a nöbeti devretmesini açıklayabilecek farklı bir cümle kurabilir misin bana?
Uzun lafın kısası Guidetti oyuncusuna ‘güveniyorum sana, çıkıp oyna o zaman’ dedi; o da gereğini yerine getirdi.
xxx
Filenin Sultanları’nda mevcut kadrodaki her oyuncunun; hocasının gözünde eş değerde olduğu Rusya önünde bir kez daha test edilmiş oldu.
Hande Baladın kenarda iken Tuğba Şenoğlu oynadı; o çıktı Şeyma Ercan girdi;
Çarkın dişlilerini mükemmel yağlamış İtalyan hoca;
Çıkanlarla girenlerin en küçük bir defosu yok…
Hayran hayran izlerken gözleriniz nemleniyor değil mi?
Duygu seline kendisini kaptırarak ağlayan o kadar çok insan var ki ekranlarının başında; ‘işte Türkiye’m budur’ diyorsunuz…
Bu yürek çarpıntılarının sonu öyle kolay gelecek gibi değil;
Güney Kore maçının kazanılması halinde rüyaları süsleyen o tarihi finalle yüzleşmek bana sorarsanız asla sürpriz olmayacak…
xxx
Fenerbahçe BEKO Rus Arina Fedorovtseva hamlesiyle bana göre son yılların en müthiş transferini gerçekleştirmiş.
Henüz 17 yaşında olsa da; performansıyla en az 3 yıl daha olgun bir görüntü verdi süper yetenek.
25-15 kaybettiğimiz 4. sette smaç servislerden kazandırdığı ace sayılarıyla resmen canımıza okudu.
xxx
İleride çok ama çok büyük bir oyuncu olacak.
Yıllar öncesinin Eczacıbaşılıları ‘İrina İlchenko ile Lioubov Shashkova’ gözlerimin önünden film şeridi gibi geçip gidiverdi birden…
2 numaradan yaptığı hücumlarıyla da çok etkiliydi Fedorovtseva bu maçta. Fiziği kadar, fundemantalı da kusursuz, hayran kaldım bir kez daha.
Transfer yapacaksan işte böyle oyuncu alacaksın. Fenerbahçeli yöneticileri bu seçimi nedeniyle yürekten kutluyorum.
xxx
Olimpiyatlarda şahane bir takımımız var; ama gel gör ki maç yönetecek hakemi bulup gönderememişiz !.
Voleybolla en ufak alakası olmayan Suudi Arabistan’dan kel alaka insanlar düdük çalıyor, biz ise uzaktan melül melül bakıyoruz.
Neden acaba; kimin hatasıdır bu eksiklik?
Federasyonun mu yoksa kendisini bu düzeyde yetiştirmeyi başaramayan hakemlerimizin mi?
Öyle çok hatalı düdükler çaldılar ki aleyhimize maçlarımızda; saçımı başımı yoldum.
Nurper Özbar ya da Ozan Çağı Sarıkaya’dan birisini kendi payıma Tokyo’da görmeyi çok isterdim.
Belli ki kulis, torpil, adam kayırmacılığın etkisi hayli fazla bu gelenlerde.
Arabistan’dan çıksa çıksa petrol çıkar; hakem filan çıkmaz arkadaş !.
Gördük işte kapasitelerini…
Dünyanın en iyisi kabul edilen İspanyol Susana Maria Rodriguez bile çuvalladıktan sonra; geriye ne söylersen söyle boş.
Voleybol Federasyonumuz maalesef bu konuda sınıfta kaldı, inşallah 2024’de telafi edilir.
xxx
Spikeri yazmayayım diyorum ama ne mümkün!..
Bu işi yaptıracaksanız içinden gelen, voleybolu bilene yaptırın lütfen, filenin önüyle, parkesi futbola benzemiyor !.
Ne saçmalamalar aman Allah’ım !.
Arjantin maçında bizim kızlar iki kez pozisyon hatası yaptı; (Rakip servis atarken top bizim alana geçmeden oyuncuların manşet karşılamak için erkenden hareket etmesi) ‘ Arjantin ace’den sayı kazandı’ demez mi?.
Ne ‘ace’i ya… Top kimseye değmeden yere düşmedikçe ‘ace’ mi olurmuş?
Simge Aköz doğdu doğalı libero oynar; bir anda ‘Avrupa’nın en iyi pasörü’ oluvermez mi !?
Lütfen TRT; iyice saçmalıyorsunuz ama !…
Mehmet Sevinç ne güne duruyor; siz de çalışmıyor mu?
Hep söylerim; hep söyleyeceğim ekrandan birisine voleybolu anlattıracaksanız eğer; bu sporun Halit Kıvanç’ı Başak Koç’a anlattırın, başkası anca gider !.