Bu gurur da yeter bizlere; yüreğinizle, elinize sağlık kızlar…
Bir tek NBA play-off final serilerini izlemek için gecenin bir yarısında kurulmuşluğum vardır ekranın başına;
Bu kez istisnası filenin sultanları oldu.’Bir maç için uykudan fedakarlık mı yapılırmış? diyenleriniz olacaktır şimdi.
Siz onu bir de ‘Sultanlar’ı gölge gibi takip eden voleybol severlere / spor severlere/ sorun.
Öyle bir alıştırdılar ki kendilerini; evimizin misafiri, kalplerimizin sultanı olarak kabul edip; düştük peşlerine !…
Tokyo’daki izdüşümlerini günlerce evlerimize konuk etmemiz bu yüzden.
Çünkü inanıyorduk başaracaklarına…
İnandırmışlardı da her kesi.
En umutsuz skorlardan gerçekleştirdikleri harika geri dönüşlerle bir ülkenin atan kalbi, aldığı nefesi olmuşlardı; bırakamazdık, bırakmadık da…
İdealleri vardı hepsinin; çünkü yapacakları iş henüz bitmemişti.
Önce çeyrek, sonra yarı finale çıkacaktı Sultanlarımız.
Ütopya ise; final oynamaktı.
Şampiyonluk gelmese de; bir ilki gerçekleştirmiş olmanın gururu sadece kızlarımızın değil, hepimizin yani Türkiye’nin olacaktı.
Bütün bu nedenleri üst üste toplayınca değerdi kızlarımıza uykusuz kalmak da; ertesi gün esneye esneye işin başına dönmek de…
Değil 03.00; daha geç bir vakitte olsa bile hazırdık kararlıydık;
xxx
Tie-break setinin son hücumunda takımını yarı finalist yapan G.Kore’li Kim Yeon Koung’un smaçı parkeye yapıştığında; o güzel rüyadan uyanmanın hüznü çöktü yüreğime.
Başaramadık ne yazık ki; en zor durumlarda bile silkinip ayağa kalkmışken, bu kez anlaşılmaz bir şekilde kızlarımızın G.Kore’ye karşı adeta nutku tutulmuştu. Smaçlarımız işe yaramadı, duvar ören bloklarımız yere çakılıp kaldı.
Karşımıza çıkabilecek en avantajlı rakip G.Kore’yi ‘rahat rahat yeneriz’ diye umut içinde beklerken tam tersi oldu, elenip turnuvaya veda ettik.
xxx
Maç sonunda kızlarımızın üzüntülerinden adeta sel olup akan gözyaşlarına kim bilir kimler kimler eşlik etmiştir ekranların karşısında düşünemiyorum bile…
Sadece Sultanlar değil, bir ülke ağladı kahredici skora…
İnanasımız gelmedi, inanmak istemedik…
Spor bu; sonuçta yenmek de var yenilmek de ama bu kez hepimize benzetme yerindeyse ‘fena halde koydu’ bu sonuç…
‘Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmak’ dedikleri de böyle bir şey olmalı !..
xxx
Günlerdir pehlivan tefrikası gibi hem gazetedeki köşemden; hem de bu siteden voleybol yazıp duruyorum.
İsterdim ki sonunu da yüzleri gülümseten bir sonuçla bağlayım.
Olmadı; başaramadık ama yine de canları olsun.
Filenin sultanlarına bugüne kadar bizlere yaşattıkları sevinç dolu enstantaneler için yürekten ve kocaman teşekkür ediyoruz, sağ olsunlar, var olsunlar…
xxx
Peni neden böyle oldu?
Kısaca özetlemek gerekirse; böylesine telafisi olmayan kritik bir maçı takım halinde kendi standartlarımızın dışında oynadığımız için.
Özetle;
Ne istediğimiz gibi efektif hücum edebildik, ne de blok ve dublaj savunmamız beklediğimiz direnci gösterebildi.
Özellikle manşetlerimiz rakibin smaç servislerinde peş peşe hayati öneme sahip hatalar yaptı.
Özellikle karar setinde skor 10-10 iken, Kim Yeon Koung’un iki smaç servisini karşılayamayıp topları rakip sahaya kaçırmamız sonumuzu hazırladı.
Sadece bu iki topta pasörümüze manşetleri istediği gibi yumuşatarak getirebilsekdik; bu saate kadar devam eden kötü oyunu kimse aklına bile getirmeyecekti.
Arkamıza bile bakmadan yarı final kutlaması yapacakken, savunmamızdaki zaaflar gardımızı düşürüverdi.
xxx
Tabii sadece Meryem’in, Eda’nın, Zehra’nın istemesiyle de maç kazanılmıyor.
Takımdaşlığı sağlayamayınca; kendi düzenimizin dışına çıkarak yapılan bireysel hücumlar dersini iyi çalışmış G.Kore’nin ekmeğine yağ sürdü ki, bu detay öyle kolay kolay unutulamayacak.
xxx
Hande’nin durgunluğu akıl sır erecek gibi değildi. Kötü başlayınca Guidetti de zaten fazla ısrar etmeyip, yerine Kübra’yı değerlendirdi. Kafasını bir türlü toparlayamayan Ebrar’ı da bu maçın kayıpları arasında sayabiliriz.
G.Kore ilk setin dışında takım halinde çok organize bir şekilde oynayıp, özellikle oyuncularımızı zaafları ve artılarıyla yakından tanıyan Kim’in hücumdaki süper performansıyla kazanmasını bildi. Şimdi yarı finalde de sürpriz yaparlarsa ‘kimse şaşırmasın’ derim.
Bunan sonra hedef Avrupa Şampiyonası olmalı. Tokyo’nun telafisini de inşallah 2024 Paris’te yaparız.